Seçimler yaklaşıyor aday Adayları sahnede yerlerini almaya başladığı bu Günler'de her Aday kendine göre projeler üreterek yavaş yavaş dirlendirmeye başladı bile tabii olarak bunlar çok normaldır.
İşin enteresan yanı seçim döneminde bazı kesimlerin dikkatini basın mensupları çekiyor.
Gazeteciler seçim veya önemli bir olay olmazsa hiç kimsenin umrunda bile değiller bunlar bir gerçek.
Aday adaylıkları döneminde siyasiler gazetecileri arar Yemeğe davet ederler ve ince nüansla gazeteciye dokunurlar."seçilirsem " bak neler yapacam diye ? " ama bu lafları söyleyen siyasetçileri tanıdığım için Altını çizerek söylüyorum! "KOCAMAN YALAN SÖYLÜYOR " buna biz gazetecilerin bir kısmı inanıyoruz.
Peki bir kısmımız neden inanıyoruz?
Çünkü bizide bir beklenti içerisinde bırakarak kişisel çıkarlarımıza katkı sağlarlar düşüncesiyle bazı kişiler "SAZAN "Balığı gibi atlar!
Oysa kendi adıma söylemem gerekirse bendeniz sazan olmadığım için kişinin karekterine göre hareket ederim.
Çünkü onlardan bir beklenti içerisine girmem ?....
Bana ihale vermezler müteahhit Değilim.
Buraya kadar okuduğunuz yazıdan bir şeyleri muhakkak "herkesin fikrine göre bir şey anladığınızı farklı yönlere çektiğinizi biliyorum.
Buda çok doğaldır.
Esas meselenin iç yüzünü Açıkça yazmakta daha faydalı olacağını düşünüyorum .
Aday Adayları her türlü kılığa girerek torpil yapmaya çalışırlar.
Biz gazetecilere şunu söylerler filanca bakanla ve Bürokrat la aran iyidir beni tavsiye et diye derler "ama bunu söyleyenlerin Kafası çalışmıyorki!...
Yahu kardeşim seni tavsiye ederek aday olmanı sağlayabiliyorsam ben aptal geri zekalımıyım kendimi tavsiye eder ben aday olurum.
Ben o Bakanın veya bürokratın amirimiyim?
Ha burada bazı şeyleri vicdanımla yapıyorum bu benim insani vazifem olarak yapmam gerektiğine inandığım içindir.
Yaptığım nedir?
Hasbelkader bir toplantıda veya herhangi bir şekilde yetkili Bürokrat aday Ada'yı hakında bilgi edinme anlamında bana sorduğunda o Kişiyi yakinen tanıyorsam !..
Karakterini biliyorsam olumlu veya olumsuz neyse gerçek bilgiyi insani bir görev addederek veririm.
Bazı şahısları çok iyi tanımadığımız için (yanılabiliriz) onun için kısa ve öz tanımıyorum derim.
Size kısa ve çok (UCUZ ) bir gerçek hikaye anlatacam.
Seçim dönemi aday Adayları koşturuyor torpil Peşinde doğal olarak biz gazeteciler hepsini ziyaret ederiz röportaj yaparız.
Özellikle yemek davetlerini kabul ederiz.
Neden derseniz?
Yemekte uzun zaman dilimi olur rahat konuşma ortamı olur pazarlıklar olur "gazeteye reklam almak için" kimse yanlış anlamasın gazete reklam ve satışla ayakta kalıyor.
Bu anlattığım gerçek hikaye şu anda görevde olan bir kişinin hikayesidir yemekte Konuşuyoruz fakat daha önce aldığımız bilgiler doğrultusunda ben bu şahsa üç isim verdim.
Not almasını rica ettim. Filan parti şu isim sizin parti siz diğer kişi bu aday gösterilecek dedim.
Kendisi bana söylediklerimden dolayı bahse girelim dedi bahse girdik
Kaybedersem ben 10 takım elbise alacaktım. Dediklerim çıksa kendisi iki takım ve ayrıca masadakiler birer takım elbise bana alacaktılar çünkü masada dokuz kişiydik.
Bunları masadaki herkes namus sözü vererek kabul ettik.
Sonra söz gazetenin reklam ve gazete fiyatlarına geldi.
Gazetemizin tam sayfa reklam fiyatı bir Say'ı için 3000 TL gazetenin adedi 1 TL olduğunu söyledim.
Ne kadar reklam o kadar para ne kadar gazete o kadar 1 TL
Ama bu arada kendisinin aday gösterileceğini Rüyasında bile görmeyi tahmin edemeyen bu arkadaşa müjdeyi biz vermiştik çünkü o partinin Toplantısında olan bir arkadaşımız bana bilgi vermişti o gece kesin bir dille diğer partilerin isimleride gelmişti.
Gece
saat 00 20 de diğer iki adaya mesaj çektim ve aynen şunu yazdım adaylığınız hayırlı olsun lütfen beni aramayın dedim.
Hemen tel çalmaya başladı Abicim kimsin?
Lütfen telefona bakarmısın diye mesajlar almaya başladım.
Ikinci mesajım sizin adaylığınız önümüzdeki hafta açıklandığında sizi ararım veya siz arayın konuşuruz dedim.
Adaylıklar açıklandı arıyorum bu sefer onlar telefonuma bakmıyorlar.
Sanki seçimi kazanmışlardı. Oysa başta benim ve halkın telefonlarına çıkmayarak seçimi kaybettiklerinin farkında değildiler.
Bazılarınızı duyar gibiyim senin ve halkın telefonlarına bakmadılar diyemi seçimi kazanamadılar demi?
Evet aynen öyle insansan her gelen telefona cevap vermek zorundasın müsait değilsen bir saat veya bir gün sonra gelen telefona cevap vermek zorundayız.
Bu çok önemli size bir Adayın nasıl olduğunu sorduklarında tel bakmıyor derseniz ne olur?
Neyse bu iki Kişiyi bizde adam yerine koymayarak hiç bir şekilde gazetemiz ve kendi adımıza ziyaret etmedik.
Diğer yemek yediğimiz bey efendi seçim döneminde verdiği reklam ve aldığı gazetenin Parasını vermedi ayrıca 10 takım elbisenin bir tanesini almadılar(arkadaşları) dahil
Bu iddiaya dahil olan birini Ankara'da tesadüf bir toplantıda gördüm arkadaş iddiayı kaybettin Sözünde dur dedim. Verdiği cevap abi emrin olur.
Sen kaybettin iddiayı neyin emrini vereyim?
Seçilen ve seçimi kazanan vatandaş borcunu hala ödemedi herhalde Yemeğe saydı.
Buradan açık ve net söylüyorum ben şunu duydum doğru olduğuna ihtimal bile vermiyorum!...
Şu an görevde olan bey efendi beni ağırlamış yemek yedirmiş öyle bir şey diyeceğine inanmamakla birlikte şayet bu kelime ağzından çıktıysa....?
İnsanım diye ortalıkta gezmesini tavsiye etmem.
Hiç bir gazeteci meslektaşım o kadar ucuz değil!
Gazeteciler onurludur ucuza kaçmazlar herkes bunu böyle bilsin.
Doğru ve ilkeli olmayan her kim olursa olsun hele kapitalistliği Uğruna sözünden çıkan şerefsizdir.
Faturayı APS ile aldığınızdan şüphem yoktur.
Son Çağrı ahiret treni Kalkıyor borcu olan binsin!...
masadaki 9 kişi ek vagonu bekleyin"
Kalemini satan namusunu satar!
Hoşça kalın ağzınızdan çıkana menfaat için kıvırmayınız.
Takım elbiselerden vaz geçtim alın terimizin Hesabını öde şimdilik bey efendi.!